“Sizin İçin Gezdik” serisinin ilk yazısını biraz da mevsimin etkisi İzmir Alaçatı Port üzerine yazalım istedik. Geçtiğimiz hafta projeyi ziyaret eden Bora Güçmen’in izlenimlerini paylaştığı proje yazısı için buyrun efendim…
Henüz İzmir-İstanbul otobanının tamamlanmış olması sebebi ile günübirlik bu geziye uçak ile ulaşım sağladık. Havalimanından bizi karşılayan özel araç ile 45 dakikalık bir seyahat sonrası Alaçatı Port’a ulaştık. Bilmeyenler için öncelikle proje hakkı da biraz bilgi vereyim. Toplam 236 hektar alan üzerine kurulan Port Alaçatı, denizle bağlantısı sağlanmış toplam uzunluğu 2 kilometreyi aşan ve ortalama 4 metre derinliğinde 30 metre genişliğinde bir kanalın etrafında konumlanıyor. Proje bittiğinde bölgede toplam 10 kilometreye yakın bir sahil yaratılmış olacak. Projede evlerin yanı sıra Alaçatı’nın mimari kimliğine uygun alışveriş alanları, restoran ve kahvelerle meydan ve butik oteller yer alacak.
Proje toplam 5 etaptan oluşuyor. 80 konut, bir butik otel ve 300 yat kapasiteli yat limanından oluşan birinci etap bitmiş, teslim esilmiş ve %100 doluluk oranına sahip. İkinci etabın inşaatı sürüyor. Bugüne kadar alışılan denizin doldurulmasıyla yaşam alanı yaratmak yerine bu projede denizin içeri alındığı, tekneler için kanallar oluşturulan ve kanallar boyunca denizle içiçe evlerin olduğu çok göz alıcı bir proje Port Alaçatı.
Biz gezimize Alaçatı Port Otel’de içtiğimiz kahvelerden sonra bindiğimiz tekne ile kanalda dolaşarak başladık.
Projenin özelliklerinden birisi de hiç bir evin mimarisinin diğeri ile aynı olmaması. Bu sayede rengarenk ve cıvıl cıvıl bir fotoğraf ortaya çıkıyor. Kıyı boyunca her evin kendi tekne park alanı var. Tekneyi evinizin önüne demirleyip bir adımda evinizin salonuna geçebiliyor, gelen misafirleri evinizin önünden kalkan tekneniz ile gezintiye çıkartabiliyorsunuz. Tekne hevesi olmayan bazı ev sahipleri ise tekne park alanını kendilerine ait güneşlenme terası olarak değerlendirmişler.
Yukarıdaki fotoğraftaki tekneler evlerinin önüne park etmiş halde demirlenmiş tekneler. Anlayacağınız keyif süper… Evlerin bahçeleri çok büyük değil. Masa sandeleye atacak, yemek yiyip güneşlenebilexek büyüklükte genelde bahçeler. Her evin bahçesi var. Evler, büyüklükleri ile doğru orantılı 80m2 ile 500m2 arası bahçelere sahipler. Ancak adında anlaşıldığı gibi projenin ana teması deniz ve tekne!..
Projede kimlerin evleri yok ki? Türkiye’nin en zengin ve güçlü 100’ünün 80’i bu projede birbirlerine komşular desek yanlış olmaz. Rahmetli Mustafa Koç’a ait ev ve tekne yukarıdakilerden biri örnek olarak.
Peki burada ev sahibi olmak için ne kadar ödemek gerekiyor? Eğer ben hemen alıp oturayım derseniz, kendi marinası olan evlere 7.000Avro/m2 ile 8.500Avro/m2 ödemeyi göze almak gerekiyor.
Zaman ile doğru orantılı daha düşük bedelli alım yapmak da mümkün. Aynı zamanda iyi bir yatırım aracı olabilecek projede 3-5 sene içerisinde yerleşmeyi göze alırsanız inşaatı yakın zamanda başlayacak etaplardan 4.000Avro/m2 ile 5.000Avro/m2 fiyatı ile ev sahibi olmak da mümkün.
Bir diğer ve belki de dikkat çekici seçenekde proje kapsamında kalan arsa satın almak olabilir. Bu bölüm özellikle yatırımcıların ilgisini çekecektir. Özel proje alanı içerisinde kalan arsalar ortalama 550TL/m2 birim fiyatından işlem görüyor. Proje kapsamında 4.000m2 bir arsa aldığınızda ortalama 5 sene sonra kendi marinası olan yaklaşık 250m2 kapalı alana sahip bir eviniz oluyor. Bugün 1.700.000 Avro talep edilen evinize yaklaşık 2 milyon TL ödeyerek sahip olabiliyorsunuz. Ev sahibi olacağınız süre boyuncada projede sezonluğu 25.000Avro’dan benzer büyüklükte bir ev kiralayabilirsiniz.
Sonuç olarak proje hem yaşamak için hem de yatırım için bir çok avantaj sunuyor. Bu sıcak yaz günlerinde biraz içimizi ferahlatan bir gezi oldu. Bu arada Alaçatı Port’a gelip, Ferdi Baba’da yemek yemeden dönülmezmiş. Biz de geleneğe uyduk, iyiki de uymuşuz. Her şey çok lezzetliydi ancak deniz mahsüllü erişte olağanüstüydü. Yolunuz düşerse menüde göremeseniz bile ısrarla isteyiniz!..
